Kendi Gök Kubbemiz-Yahya Kemal Beyatlı |
Eser Adı: Kendi Gök Kubbemiz
Yazar : Yahya Kemal Beyatlı
Tür : Şiir
Yayınevi: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları
Sayfa :102
Ek özellik: 100 Temel Eser Ortaöğretim
Açıklama :
Gönlüm, dilim, kanım ve mizacımla sizdenim
Dünya ve ahirette vatandaşlarım benim (arka kapaktan)
Yahya Kemal için bir yorum : Yahya Kemal: Dünya ve ahrette vatandaşlarım benim
Kendi Gök Kubbemiz, Yahya Kemal Beyatlı'nın üç bölümden oluşan şiir kitabı (1961, 1963, 1969).
Beyatlı'nı yeni tarz şiirleri, 1921-1957 yılları arasında çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış, kitap halinde toplanmamıştır. Adını, "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" şiirinin bir mısrasından (Kendi Gök Kubbemiz altında bu bayram saati) alan kitap, Yahya Kemal Enstitüsü'nce yayımlandı. Üç bölüme ayrılmış olan kitabın "Kendi Gök Kubbemiz" bölümünde Türk tarihi ve kültürüyle ilgili şiirler, "Yol Düşüncesi" bölümünde rintlik, ölüm ihtiyarlık konularındaki şiirler, "Vuslat" bölümünde aşk şiirleri toplanmıştır. Kitabın sonunda bitirilmemiş bir şiir yer alır. "Ok" şiiri dışındaki tüm şiirler (81 adet) aruz ölçüsüyle yazılmıştır. (kaynak: Wikipedia:Kendi Gök Kubbemiz )
Yorum :
Elbetteki müthiş... Mısraların arasında kaybolmak...
tabi hepsinini aynı idrak düzeyinde okuyamadım zira benimde bir anlama, algılama kapasitem var :)
Okurken bazı notlar çıkardım kendime, mesela İstanbul'daki hangi yerler geçiyor, adı geçen kişiler kimler mesala ve seçtiğim mısralar ... işte kendimce tetkik etmeye çalıştım diyelim.
Yahya Kemal'in İstanbul Mekanları
Kanlıca
Kandilli
Göksun
İstinye
Cihangir
Üsküdar
Süleymaniye
Atik-Valde
Çamlıca
Koca Mustâpaşa
Fenerbahçe
Maltepe
Erenköy, İçerenköy
Adalar
Yeditepe
Yakacık
Emirgan
Çınaraltı
Kendi Gök Kubbemiz'de Kişiler
-----Musiki, sy 22-----
Tanburi Cemil Bey
Itri
Seyyid Nuh
Hafız Post
Dede Efendi
------------
Sümbül Sinan
Hafız Osman
-----Altın Ok, sy 42----
Yavuz Sultan Selim
Bektaş Şubaşı
----- Üsküp, sy 43
Yıldırım Beyazıd Han
İsa Bey
-----------
Hayyam
----- Altor Şehrinde, sy 96
Schiller
Wilhelm Tell
------Eski Paris, sy 97
Jaurés
Rodin
Kendi Gök Kubbemiz'den Seçmeler
--Süleymaniye'de Bayram Sabahı, sy 4
Ulu mâbed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;
Ben de bir varisin olmakla bugün mağrurum;
Bir zaman hendeseden âbide zannettimdi;
Kubben altında bu cumhûra bakarken şimdi,
Senelerden beri rü'yâda görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.
-- Bir Başka Tepeden, sy 12
Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!
Görmedim gezmediğim ,sevmediğim hiç bir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyâda,
Lâkin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
-- Akıncı, sy 13
Bin atlı, akınlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle
-- Atik_Valde'den İnen Sokakta, sy 19
"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
Mâdem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."
(Vatan özlemi çekenlere)
-- Eski Musiki, sy 22
Çok insan anlayamaz eski mûsikîmizden
Ve ondan anlamıyan bir şey anlamaz bizden.
--Koca Mustâpaşa, sy 26
Ahiret öyle yakın seyredilen manzarada,
O kadar komşu ki dünyâya duvar yok arada,
Geçer insan bir adım atsa birinden birine,
Kavuşur karşıda kaybettiği sevdiğine.
--Köksüz Ağaç, sy 29 (Koca Mustâpaşa sonu)
Bu geniş ülkede, binlerce lâtîf illerde,
Nice yıl, cedlerimiz kökleşerek bir yerde,
Mânevî varlığının resmini çizmiş havaya.
-Ki bugün karşılaşan benzetiyor rü'yâya.-
Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan.
Bahseder gerçi duyanlar bir onulmaz yaradan;
Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük;
Budur âlemde hudutsuz ve hazîn öksüzlük.
Sızlatır bâzı saatler dayanılmaz bir acı,
Kökü toprakta kalıp kendi kesilmiş ağacı.
Rûh arar başka tesellî her esen rüzgârda.
Ne yazık! Doğmuyoruz şimdi o topraklarda!
-- Sessiz Gemi, sy 51
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
-- Rindlerin Akşamı, sy 53
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
-- Deniz Türküsü, sy 56
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder