Kitap Dünyam 'da Ara

23 Ekim 2009 Cuma

Yaşar ne yaşar ne yaşamaz - Aziz Nesin

Yaşar ne yaşar ne yaşamaz -Aziz Nesin

Eser Adı:Yaşar ne yaşar ne yaşamaz
Yazar : Aziz Nesin
Tür : Roman
Yayınevi: Nesin Vakfı Yayınları
Sayfa : 318
Ek özellik: 100 Temel Eser Ortaöğretim

Açıklama :
Aziz Nesin Yaşar Ne Yaşamaz'ı önce radyo oyunu olarak yazdı. Kazandığı büyük başarı üstüne sahne oyunu haline getirdi. Israrlar üzerine senaryosunu yazdı; çoğu tiyatrocudan olduğu gibi, bu kez de filmciden telif hakkını alamadı. Bir haftalık gazetede çizgi romanı yayımlandı. Ardından televizyon senaryosunu yazdı. Okurların isteği, çevrenin baskısı artınca sonunda Yaşar Yaşamaz, şu anda bu roman oldu.

Kitabın giriş yazısını kaleme alan Meral Çelen bu büyük ilgiyi Yaşar Yaşamaz'ın ağzından şöyle açıklıyor:
"...Ünümün bu kadar yaygınlaşmasına, beni bu kadar sevmenize ilk zamanlar akıl erdiremiyordum ama, şimdi biliyorum artık... Nasıl hepimizde biraz Don Kişot''luk varsa, demek biraz da Yaşar Yaşamaz''lık varmış... Başıma gelenler yabancınız olsaydı, sever miydiniz beni, arar mıydınız?"

Eser, bir nufüskağıdı olmayan Yaşar'ın, başından geçenleri, bazen yaşadığı bazen yaşamadığı zamanları, son haddinde hapse düşerek, her gece koğuş arkadaşlarına anlatması şeklinde yazılmış. Temelde radyo oyunu olması hasebi ile tüm olaylar bir günde anlatılmıyor tabiki : ), parçalara ayrılmış ve bir sonraki gün ne olacak diye meraklandıracak şekilde yapılandırılmış.

İşte yaşarın yaşadığı ve yaşamadığı anlar: (Yaşar nufüs kütüğüne göre bir kere Çanakkale'de, bir kere de Dersim'de şehit düşmüştür.)

Nufüskağıdı çıkaracak, ölü
Okula yazılacak, ölü
Askere gidecek, yaşıyor
Miras alacak, ölü
Vergi verecek, yaşıyor
Çalışmak istese, ölü
Tımarhaneye sokulacak, yaşıyor
Evlenecek, ölü
Veden icra ile atılacak, yaşıyor
Çocuğu olur, ölü...


Yorum :
Devlet dairelerinin işleyişini yada işlemeyişini, işine gelince OLUR, ama işine gelmeyince OLMAZ larla dolu bürokrasiyi çok güzel anlatıyor.

Kitabı okurken yok canım bu kadar da olur mu desek de, çoğu zaman karşılaştığımız (eskiler daha çok evet diyordur, biz yeni nesil biraz daha şanslıyız) anlamsız bürokraside Yaşar Yaşar mı Yaşamaz mı bilemediğimiz anlar oluyor.

Bir bilgisayarcı olarakta kendime çok pay çıkardım, iyi ki bilgisayarlar varda daha az hatalar yapılıyor. Ve E-devlet ne kadar önemli(hız,doğruluk,ulaşılabilirlik vs vs) bir kez daha anladım.

Bu arada kitapta bir Karakaplı Nizami Bey varki, olmazları olur eden her işin usulunu bilen adam olarak çıkıyor yaşarın karşısına. Yaşar önceleri bu kişinin tek kişi olduğunu sansada sonra anlıyor bu Nizami Beylerin heryerde olduğunu. Yeterki "parayı veren düdüğü çalar" sözünü hatırlayasın.

Artık rüşvet mi düdüğü çalmak için bir çorba parasımı bilemicem ama bu memleket artık rüşvet yiyenleri görmek istemiyor. Ne olur ne olmaz halk biliyor, yutmuyor...

Ha bu arada sonunda Yaşar Yaşamaz'a ne mi oluyor, bir Karakaplı Nizami Bey oluyor...

küçük bir kısım: Yaşar devlet dairesinde bir belgeyi almak için aylarca bir odadan bir odaya gidedursun, bir ara şapkasını askıya bırakarak odaya geçiyor, çıkıyor ki şapka yerinde yok. temizlikçi hemen almış kayıp bölümüne iletmiş, kayıp bölümü evrakı hızlıca düzenleyip teslimata göndermiş, oda bir evrak daha ekleyip depoya göndermiş... bune hız, iyi çalışıyor maşallah daire...

Yaşar " abicim az sabretseydiniz alacaktım şapkamı askıdan" diyor memura.

Memur " devlet daireleri çalışmıyor derler, çalışırız hızdan şikay ederler" diye çıkışıyor Yaşar'a...

Bürokrasi böyle bişey işte, lazımsa çalışmaz, lüzümsüzsa jet hızıyla... diyor kısacası roman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder